YILDIRIM GÜRSES - AYLA GÜRSES İLE (LP)
YILDIRIM GÜRSES
|
AYLA GÜRSES İLE
|
LP-LONG PLAY |
PLAK | VINYL
LP ÇIKIŞ TARİHİ: 08.KASIM.2021 LP RELEASE DATE:08.11.2021
SIDE |A| YÜZÜ:
1.
Elveda
Gençliğim (Gençliğe Veda)
Söz – Beste: Yıldırım GÜRSES
2.
Seni Ben
Ellerin Olsun Diye
Söz: Gonca
GÜL Beste: Baki DUYARLAR
3.
Garip Kuş
(Enstrümantal)
Beste: Yıldırım GÜRSES
4.
İlk Göz
Ağrısı
Söz: Ahmet KAÇAR Beste:Mehmet ILGIN
5.
Kader / Solist: Ayla GÜRSES
Söz –
Beste : Yıldırım GÜRSES
SIDE |B| YÜZÜ:
1.
Veda
Busesi
Söz : Orhan Seyfi ORHON Beste: Yusuf Nalkesen
2.
Ankara
Rüzgarı
Söz -
Beste: Duran GÜNDOĞDU
3.
Son
Mektup
Söz - Beste:
Yıldırım GÜRSES
4.
Garip Kuş
/ Solist : Ayla GÜRSES
Söz - Beste:
Yıldırım GÜRSES
5.
Aşk
Çiçeği
Söz – Beste : Yıldırım GÜRSES
6.
Canım
İstanbul
Söz –
Beste : Yıldırım GÜRSES
HOŞ SADA...
Türk sanat müziğinin makam zenginliği
ve beste güzelliğini bilmeyen yoktur. Öyle ki tek makamda bestelenmiş eserler
olduğu gibi, 7-8 makamın bir arada olduğu eserlere de rastlanır. Üstad
bestekarların mahir ellerinden çıkan bu eserleri seslendirmek için ses
güzelliğinin yanı sıra güçlü bir nefese ve gırtlağa sahip olmakta gerekir ki, dinleyenin
ruhuna hitap edilebilsin. 1960’lı yıllarda yükselen güçlü bir ses, önce radyo
mikrofonlarında sonra da gazino sahnelerinde alışılagelen solist geleneğini
sarsmayı başardı. Bu güçlü sesin yorumu da farklıydı. Batı müziği tarzı güçlü bir
sesti ondaki... Bu güçlü sesin sahibi Yıldırım Gürses adlı genç bir solistti...
Bursa, Türk sanat müziğine unutulmaz sesler armağan etmiş bir kentti. Bu genç
solist de Türk müziğinin unutulmaz sesleri Müzeyyen
Senar, Zeki Müren ya da Adnan Şensesgibi Bursalıydı. Müzik eğitimini daha çocuk yaşlarında aile içinde almaya başlamıştı.
Babası Nasuhi Bey, iyi ud çalardı. Tasavvuf müziğiyle ilgileniyordu ve sesinin
güzelliğiyle tanınıyordu. Evde düzenlenen aile meclislerinde bu hünerler
sergileniyor, fasıllar düzenleniyordu. Küçük Yıldırım, ilk şarkılarını
babasının huzurunda okumaya başladı. Ondan usul ve üslup öğrendi. Biraz da
kanun çalmayı... Türk müziğinin radyodan başka yerde duyulamadığı o yıllarda
Bursa’da müzik çevreleri, kendi eğlencesini yapabilmenin keyfini yaşıyordu.
Şöyle ki, her hafta Cumartesi günleri bir musikişinasın evinde toplanılıyor ve
müzikle dolu saatler geçiriliyordu. Bu toplantılara Nasuhi Bey ve tabi ki oğlu Yıldırım’da
katılıyordu. Adına "Gezek” dedikleri
bu toplantıların ünü, zamanla tüm Bursa’ya yayılacaktı. Dönemin valisinin
ısrarı sonucunda bu toplantılar ayda bir kez açık havada halkın huzurunda
yapılmaya başlandı. Henüz 7 yaşındaki Yıldırım, "Geçti Sevdalarla Ömrüm İhtiyar Oldum Bugün” adlı Şükrü Tunar
bestesi ile ilk kez halk önüne çıktı. Bu onun ilk konseriydi. Üstelik mikrofonsuz
okumuştu şarkıyı... Beğenilmişti de... Bu arada Yıldırım, ilk bestesini de
yapmıştı. Yaşı 14’tü ve Zeki Müren’in "Beklenen
Şarkı” filminden çok etkilenmişti.
Yıldırım, lise döneminde Bursa Türk
Musikisi Cemiyeti’nin değişmez elemanlarından birisiydi. Öğrencisi olduğu Bursa
Ticaret Lisesi’nde küçük konserler de veriyordu. 18 yaşında Bursa’nın ses kralı
oldu. Bu arada Nasuhi Bey’in emekli olmasıyla birlikte Gürses Ailesi Ankara’ya
taşındı. Yıldırım, eğitimine Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisinde devam
ederken 1959 yılında Ankara Devlet Operası’nın açtığı sınavı birincilikle
kazandı. Operada 7-8 ay çalıştıktan sonra ayrıldı. Gönlünde yatan batı müziği
değildi. Hemen ardından Ankara Radyosu’nun açtığı yetiştirilmek üzere sanatçı sınavını
da yine birincilikle kazandı. Radyo’daki ilk yılında Ayla ile tanıştı. O da
500’den fazla kişinin katıldığı sınavı başarıyla kazanmış bir Türk müziği
sevdalısıydı. İki genç arasındaki arkadaşlık zamanla aşka dönüştü. Yıldırım,
bir yandan üniversiteyi bitirmeye çalışıyor, diğer yandan Radyo’da Sadettin
Kaynak’ın eserlerini inceliyordu. Ayla ile fazlaca görüşemiyordu. İçindeki özlemine
Sadettin Kaynak etkileri de karışınca bir gece profesyonel ilk bestesi ortaya
çıktı: "İçime Hep Hüzün Doluyor”... Klasik
üslupta, rast makamında, curcuna usulünde bir şarkıydı bu ilk beste. Yıldırım,
şarkıyı ilk kez bestekar Arif Sami Toker’e dinletecek ve onun büyük beğenisiyle
karşılaşacaktı. Yıldırım ve Ayla, daha fazla ayrı kalamayacaklarına karar
verdiklerinde takvimler 1962 yılını gösteriyordu. Mutlu bir yuva kuruldu. Artık
tüm zamanları müzikle ve radyoyla doluydu. Her ikisi de başarılı radyo
emisyonlarından dolayı Ankara çevresinde tanınıyordu. Gazinocuların da
dikkatini çekiyorlardı. Yıldırım, 1965’de muhayyer kürdi makamında bestelediği "Gençliğe Veda” adlı şarkısıyla adını
geniş kitlelere duyurmayı başardı. Aynı yıl Hürriyet Gazetesi’nin açtığı Altın Mikrofon yarışmasında 297 batı müziği
yarışmacısı arasında tek Türk müziği sesi olarak 24 kişilik Türk ve batı
müziğinden oluşan çok sesli orkestrasıyla birinciliği kazandı. Böylece Türk
Sanat müziğinde çok sesliliğe geçiş dönemini başlatmış oldu. Radyodan istifa ederek
İstanbul’a yerleşti. Ardından Ayla’da İstanbul Radyosu’na transfer oldu.
Ünlü Kazablanka Gazinosu’nun kapısının üzerinde neon ışıklarıyla pırıl
pırıl parlayan bir isim vardı artık: Yıldırım Gürses... Erköse Kardeşler ve
zengin bir orkestranın eşliğinde İstanbul sahnelerinde yeni bir yıldız
doğuyordu. Başarısı ona Yeşilçam’ın kapılarını açmıştı. Kervan Film sahibi Ümit Utku’dan
başrolünde yer alacağı bir film teklifi almıştı. Film vizyona girdiğinde
Yıldırım Gürses’in önlenemez yükselişi de başladı. Artık onu sadece İstanbul
değil, Anadolu insanı da tanıyordu. Eşi Yoğun çalışma performansı içinde popüler
müziğin en önemli isimlerinden biri haline gelen Yıldırım Gürses, beste
çalışmalarına da hız vermişti. "Son
Mektup”, "Mazideki Aşk”, "Bir Kırık Kalp”, "Sonbahar Rüzgarları”, "Bir Garip
Yolcu” gibi parçaları büyük başarı kazandı. 45’lik plaklar arka arkaya
gelmeye başladı. Yeşilçam filmleri için besteler yaptı. Yıldırım Gürses,
1970’li yıllarda Türk müziğinin çok sesli formu üzerine yoğun çalışmalarda
bulundu. Dünya üzerinde yaşayan her milletin kendine has bir müzik anlayışı
vardı. Ona göre bu farklılıklar, güzellikler yaratıyordu. Fakat bunun bir
kenara bırakıldığına ve tek tip müziğe bir yönelme olduğuna inanıyordu. Bir
yandan Türk müziğinin klasik üslubunu Batı’nın da anlayabileceği bir hale getirmek
istiyordu, diğer yandan da bunun Batı müziği tarzında olmamasını savunuyordu. Yani
bir sentez öneriyordu. Bu önceleri müzik çevrelerince garip karşılandı. İlk
uygulamalarını sunmaya başladığında haklılığı ortaya çıktı. Günlerce Türk
müziğinin Batı müziğine uygun makamlarını armonize etti. Yorumlardaki kaydırma
sesleri deyim yerindeyse budadı. Batılı dinlerken çok Türkiyeli ama bir o kadar
da Batılı bir melodi ve yorumla karşılaştı. Yıldırım Gürses, buradan hareketle
bir çok başarılı beste sundu dinleyicilerine... Bu besteler Türk müziği
literatüründe adı konmamış bir "Yıldırım
Gürses Ekolü”nü oluşturmaya başlayacaktı.
Bütün bunlar yaşanırken Ayla Gürses, eşinin
yanında duran, destekleyen, başarılarıyla gurur duyan bir kadın oldu. Onun
sahnelerde estirdiği fırtınaya zaman zaman eşlik etti ama hiç bir zaman gazino
sahnelerine çıkmayı düşünmedi. Hem de ciddi teklifler almasına rağmen... Eşinin
gölgesinde kalmadan, İstanbul Radyosu’ndaki solo emisyonları ve doldurduğu
plaklar ona yetiyordu. Her zaman bir radyo sanatçısı olarak anılmanın onurunu
yaşıyordu. Yıldırım Gürses, 1980’de TRT’de kurulan Türk Hafif Sanat Müziği
Korosu’nun başına geçti. Uzun süre koronun şefliğini yaptı ve notalar yazdı. Yıldırım
Gürses şarkıları 1981’de ilk kez bir pop müzik sanatçısının albümünde yer aldı.
Türk pop müziğinin süper starı Ajda Pekkan’ın "Sen Mutlu Ol” albümde "Affetmem
Asla Seni”, "Dertliyim Arkadaş”, "Sonbahar Rüzgarları”, "Bir Garip Yolcuyum”adlı Yıldırım Gürses şarkılarını yorumladı. 1982’de Şan Tiyatrosu’nda Emel Sayın ile birlikte "Neşe-i Muhabbet” müzikalini
gerçekleştirdi, müzikal Yıldırım Gürses’in bestelerinden oluşmaktaydı, müzik direktörü
de yine kendisiydi.. 1983’de doldurduğu "Bir
Hoş Sada” albümü, Türkiye’nin en çok satan albümleri arasında yerini aldı. 1990’larda
mehter marşları üzerine çalıştı. Türk sanat müziğine "Eller Eller”, "Gül Dudaklım”, "Mevsimler Yas Tutup Çöller Ağlasın”,"Liseli Kız”, "Çal Kanunum Çal” gibi
350’den fazla eser ve yorum bırakan Yıldırım Gürses’i (2000) ve eşi Ayla
Gürses’i (2018) rahmetle anıyoruz.
Ve bu albüm... Yıldırım Gürses, uzun
bir aradan sonra sesiyle yorumuyla yeniden sevenleriyle... 1965-1968 yılları
arasındaki daha önce hiç yayınlanmamış kayıtlardan oluşan bu albümde, eşi Ayla
Gürses’de iki şarkısıyla yer alıyor. Keyifle dinlemeniz dişeğiyle...
ALİ CAN SEKMEÇ / Beyoğlu / 10 Mart 2020