OYA ERGÜN - OYALI TÜRKÜLER
OYA ERGÜN
|
OYALI
TÜRKÜLER
|
CD ÇIKIŞ TARİHİ:26.KASIM.2019 CD RELEASE
DATE:26.11.2019
01. Mavilim
Kırıkkale / Keskin / Kaynak: Hacı
Taşan / Düzenleme:Uğraş Durmuş
02. Drama Köprüsü
Rumeli
/ Kaynak Kişi: Arif Şentürk / Düzenleme:Uğraş Durmuş
03. Çemberimde Gül Oya
Çanakkale
/ Biga / Kaynak Kişi: Kamil Nizam Bigalı / Düzenleme:Uğraş
Durmuş
04. Yağmur Yağar
Kütahya / Kaynak Kişi: Hisarlı
Ahmet / Düzenleme:Uğraş Durmuş
05. Çayın Öte Yüzünde
Elazığ / Kaynak Kişi: Nurettin Balcı &
Necdet Eşkinat / Düzenleme:Uğraş Durmuş
06. Vardım Hint Eline
Erzincan / Kaynak Kiş: Turan Engin / Düzenleme:Uğraş
Durmuş
07. Karadır Kaşların
Zonguldak / Kaynak Kişi: Feriha Özen / Düzenleme:Uğraş
Durmuş
08. Koyverdin Gittin Beni (Gelevera Deresi)
Karadeniz / Düzenleme:Uğraş Durmuş
09. Gemiler Giresun’a
Trabzon / Kaynak Kişi: Hüseyin
Dilaver / Düzenleme:Uğraş Durmuş
10. İstanbul’un Her Tarafı Mercandan
İstanbul /Düzenleme:Uğraş Durmuş
11. Dağlar Dağlar
Rumeli / Kaynak Kişi:Kemal Altınkaya
/ Düzenleme:Uğraş Durmuş
12. Evvel benem Ahir benem
Yunus
Emre / Düzenleme: Uğraş Durmuş
OYA ERGÜN
- OYALI TÜRKÜLER
"Oyalı Türküler”, Bakü’de yaşayan opera sanatçısımız Oya Ergün’ün dördüncü solo albümü.
Hatırlarsanız, Ergün'ün ikinci albümü
Sevgilim, geçen yıl, Milliyet Sanat dergisinde, Naim Dilmener'in önerdiği yılın
en iyi 10 albümü arasına girmişti. Albüm, Sadık Uğraş Durmuş’un
bütünüyle yeniden besteleyip düzenlediği 12 halk türküsünden oluşmakta. Bu
çalışmayla bir hayalini gerçekleştiridiğini söyleyen Ergün, Türk halkının naifliğini ve yalnızlığının en çok
türkülerde gizli olduğunu yoğunca düşündüğü günlerde, hayran olduğu rejisör Nuri Bilge Ceylan’ın Cannes Film
Festivali’ndeki ödül alma konuşmasında herkesin yüreğine dokunarak, ödülünü
"Yalnız ve Güzel Ülkesine” adamasından çok etkilenmiş. Oya Ergün, kendi şan hocası Margreet Honig’in,her şarkıcının kendi
anadilinde en mutlu olduğuna vurgu yapması, ve çok az Türkçe müzik biliyor
olmasının verdiği acıyla, o tarihten sonra türkülere bambaşka bir
araştırmacılık la eğildiğini ifade ediyor . CD'nin ön sözünde şöyle diyor:
''Uzun yıllar boyunca halkımın türkülerini evrensel boyutlara taşımayı, ama
bunu var olan bütün müzik türleri arasındaki sınırları da aşarak,çağımın ve
yüreğimin izini koyarak yorumlamayı hayal ettim. Halk müziğimizin, çok
yetenekli ve iyi eğitimli müzisyenlerce yalnız bırakıldığını, ama aslında
inanılmaz özgün, zengin ve depderin olduklarını hissederdim hep. İşte bu albüm,
hayalimin gerçekleşmiş halidir. Çok yakın, iyi müzisyen dostlarım ve
sevdiklerim olmasaydı, bunu başaramazdım''.
İşin doğrusu, hayatımda ilk
kez, böylesine özgün kalarak bu kadar ciddi bir etkileme gücüne sahip yeni tarz
dinlediğimi itiraf etmeliyim.
12 halk türkümüz, ciddi bir
titizlikle çok seslendirilerek yeniden bestelenmiş. Armstrong’un''Sadece iki tür müzik vardır, iyi müzik ve kötü
müzik’’ dediğini doğrularcasına, iyi müzik nitelemesini fazlasıyla
hak eden albüm, klasik temelinde, bütün müzik türleri arasındaki sınırları da
kırmakta. Klasik, caz, newage,etnik tarzların bir potada ustaca
rafine edildiği özgün tınısıyla, bütün sınıflamaların ötesine geçmekte. Bu
çalışmanın müziğimize yepyeni bir soluk getireceğinden eminim.
Her bir türkünün, size
hikayelerini adeta filmmişcesine güçlü anlatabilmesindeki başarı, harika
düzenlemelerin yanı sıra, Ergün'ün
zaman zaman operatik, zaman zaman teatral, zaman zaman lirik olabilen yalın
ifade gücü ve usta yorumculuğunda gizli. Sular seller gibi güçlü bir ses, bazen
inanılmaz derecede naif, meleksi, inanılmaz derecede hafifçe dokunuyor. Keman
ya da flüt dinlermiş gibi olduğunuz vokaliz bölümler, kelimenin tam anlamıyla
sizi uçuruyor.
Albümdeki her bir
enstrümancı, dünya sahnelerinde orkestralar önünde pek çok kez solist olarak da
konserler veren, filarmoni orkestrası üyeleri. Durmuş'un yazdığı zor partiler,
gerek solist gerek her ensemble üyesi tarafından olağanüstü başarılı
yorumlanmış.
Albümde rüzgar, yağmur,
dalga, kuş ve martı gibi doğanın sesleri de parçaların sinematik havalarında
birer enstruman inceliğinde karşımıza çıkıyor. Şarkıcının yer yer sesini
enstrüman gibi kullanması, çok etkileyici gerçekten. Bütün geri vokalleri de
kendi söylemekte.
Kayıtlar, Bakü Osman Hamidovstüdyolarında canlı olarak gerçekleşmiş. Oya
Ergün’e daha önceki albümlerinde de birlikte çalıştığı, Azerbeycan Devlet Filarmoni ve Azerbaycan
Milli Orkestralarının en seçkin müzisyenlerinden oluşan bir ensemble
eşlik ediyor.
Birinci ve ikinci keman Rövşen Emrahov, Devlet Kamerata orkestrasının
baş kemancısı ve Azerbaycan’ın emektar artisti.
İkinci keman Kamer Behrami, Devlet Kamerata orkestrası
sanatçısı.
Viyolacı Rena Rahimova, Azerbarcan Devlet Filarmonisi
ve Kamerata orkestrasında birinci viyolacısıdır. Emektar artisttir.
Çelist Aleksey Miltykh de
Azerbaycan Devlet Filarmonisi ve Devlet Kamerata orkestrasının baş çelistidir.
Emektar artisttir.
Tar sanatçısı Elçin Nagiyev, Azerbaycan Milli Orkestrası
elemanı ve Hollandalı topluluk Nieuwe
Ensemble’ın tek tarcısı.
Kamençeci Huseyin Nagiyev, uluslararası pek çok
yarışmada ödülleri olan bir genç yetenek. Azerbaycan Milli Konservatuar'ında
öğrenci.
Davulcu Vefadar Ramiz,
Azerbaycan’ın en çok aranan vurmalı sazlar ustalarından.
Piyano, alto flüt, tulum ve
syntheisier, besteci Uğraş Durmuş tarafından çalınıyor.
Soprano blok flütü Oya Ergün çalmış
ve bütün arka vokalleri kendi söylüyor.
II
Oya Ergün ile Uğraş Durmuş'un yepyeni bir
perspektiften türküleri ele aldığı "Oyalı
Türküler” albümü uzun bir çalışma
sürecinden sonra dinleyicilerle buluştu. Toplumsal hafızamızın ortak paydası
olan türküler, hikayeleriyle ve ezgisel yapılarıyla yüzlerce yıllık süreçte hep
bizimle beraber oldular. İnsanlar mutlululuklarını, acılarını, umutlarını bu
türkülerle anlattılar. Yaşadığımız coğrafyanın baş döndürücü türkü çeşitliliği
içerisinden eser seçmenin çok zor olduğunun altını çiziyor Oya Ergün. Bu albümde yer veremediği diğer
türküleri ikinci bir albümde seslendirmek istediğini belirtti. Ergün bu projeye başlarken dinleticilere yeni
bir deneyim yaşatmak istediklerini ve türküleri alışageldik çizginin dışına
taşıyıp bambaşka bir kimlik kazandırmak istediklerini söylüyor. Çok sesliliğin
albümün ana taşıyıcı unsurlarından biri olarak ele alınması bu projeyi
bambaşka bir noktaya taşıyor.