IDiL BiRET - CHOPIN: CHOPIN EDITION - COMPLETE PIANO MUSIC (15 CD)
IDiL BiRET
|
CHOPIN: CHOPIN EDITION
- COMPLETE PIANO MUSIC (15 CD) |
CD 01.
CHOPIN: Nocturnes, Vol. 2
CD 02.
CHOPIN: Piano Sonatas Nos. 1-3
CD 03.
CHOPIN: Mazurkas, Vol. 2
CD 04.
CHOPIN: Nocturnes, Vol. 1
CD 05. CHOPIN: Ballades / Fantaisie in F Minor / Galop
Marquis
CD 06.
CHOPIN: Etudes, Opp. 10 and 25
CD 07.
CHOPIN: Mazurkas, Vol. 1
CD 08.
CHOPIN: Polonaises, Vol. 1
CD 09.
CHOPIN, F.: Polonaises, Vol. 2 (Biret)
CD 10. CHOPIN: Preludes / Barcarolle, Op.60/Bolero,Op.19
CD 11.
CHOPIN: Rondos and Variations
CD 12.
CHOPIN: Scherzos / Impromptus / Allegro de
concert
CD 13.
CHOPIN: Waltzes, Nos. 1-19 / Ecossaises,
Op. 72 /
Tarantelle,
Op. 43
CD 14. CHOPIN, F.: Piano Concertos Nos. 1 and 2 (Biret,
Slovak State Philharmonic, Stankovsy)
CD 15.
CHOPIN: Fantasia on Polish Airs / Andante
spianato /
Krakowiak
İdil Biret'in daha önce Naxos etiketi ile yayınlanmış
Chopin edisyonu 2014 yılında IBA etiketi ile yeniden satışa sunuldu.
Sayısız olumlu
eleştri almış Chopin seti sizelere 18 saatten fazla biz ziyafet vaat ediyor.
"Müzik’te
romantik çağ ve yorumları, belki tarih olarak çok eski değil ama çeşitli
nedenlerden ötürü bu dönemle aramıza bir uzaklık girmiştir aslında. Sonuç
olarak, Chopin, Liszt, Schumann ve Wagner gibi birbirinden çok farklı olan
bestecileri bugün Romantik Besteciler başlığı altında topluyoruz. Böyle bir
bağlamda Chopin ve Liszt’in adlarının benzer stillere sahip besteciler olarak
anılması çok şaşırtıcı değil. Oysa müzik dünyaları birbirinden Chopin ve Liszt
kadar farklı iki besteci bulabilmek neredeyse çok zordur, denebilir. Chopin’in
piyano konsepti insan sesi modeline dayanır. Liszt’in ise
gözlerini modern
piyano kamaştırmıştır. Piyanoda bir orkestranın ses zenginliğini yaratmaya
çalışır, orkestraya adeta meydan okumak istiyor gibidir piyanoyla.
Herhalde hiç bir
piyanist yoktur ki Chopin’in kendi müziğini nasıl çaldığını duymayı istememiş
olsun. Neyse ki günümüzde Chopin’in piyanoya gerçekte nasıl yaklaştığıyla ilgili
– dolaylı da olsa – ipuçları sağlayan bazı kayıtlara erişmek mümkün. Bu
kayıtlar arasında, Chopin’in öğrencisi Mikuli ile çalışmış olan Raoul von
Koczalski’nin plakları büyük önem taşıyor.
Ayrıca Chopin’den
dersler almış Descombes’un bir öğrencisi olan Cortot’un kayıtları da öğretici
nitelikte. Bunların yanı sıra Chopin’le doğrudan bir bağlantıları olmasa dsa
Friedman de Pachmann ve Paderewski de, Chopin’de bariz olduğu söylenebilecek
spontanlık, polifoni ve ritmik zenginliğe olan yaklaşımlarıyla, bestecinin
estetik dünyasına yakın piyanistler. Bu sanatçıların 20. yüzyılın erken
dönemlerinden kalmış (dinleme kalitesi çok da yüksek olmayan) plaklarındaki
performanslarında önemli ortak noktalar var: çok iyi bir legato, yuvarlaklığını
hiç bir zaman kaybetmeyen bir piyano sesi, şiddet yerine yoğunluk, tam bir
rubatolu çalış, önemi iyi kavranmış iç sesler ve sonuç olarak müthiş bir
polifoni duygusu. Romantik piyano virtüözitesinde yaygın olan fikrin tam
tersine; Chopin’in müziğe yaklaşımında basitlik ve doğallık örnek teşkil etmeli.
portre_koczalski.jpgChopin’in
çağdaşları ve öğrencilerinin kendisi hakkında söyledikleri arasında da ilginç
şeylere rastlamak mümkün. Bel Canto sanatından esinlenen mükemmel bir legato,
büyülülük ve (forte pasajlarda bile kaybolmayan) saflıktan oluşan bir ses ve bu
ses dünyasındaki ince varyasyonların ürünü olan ton renklerindeki inanılmaz
zenginlik. Chopin’in o dönem piyanolarında saldırgan bir şekilde tınlamasının
imkansız olduğunu unutmamak gerek. Berlioz bu konuda şöyle yazıyor, "Chopin’i
tamamen anlayabilmek için bir salonda, piyanosunun yanında dinlemek lazım, bir
tiyatroda değil.”
Chopin’deki rubato
duygusu bir başka bestecininkiyle karşılaştırma götürmez. Temps de robe
(çalınan zaman) bu büyük ustanın elleri altında gerçek anlamına kavuşmuştur.
Mikuli Chopin’in anladığı şekliyle rubatonun net bir tarifini veriyor.
Chopin’in tempoyu tutmaktaki inadını ve metronomunun her zaman piyanosunun
üzerinde durduğunu hatırlattıktan sonra şöyle devam ediyor Mikuli:”Rubatosunda
bile, eşlik eden el zaman vuruşlarını aksatmadan çalarken, melodiyi çalan el
tüm metrik sınırlamalardan bağımsız bir şekilde gerçek müzikal ifadeyi taşır,
hararetle konuşan bir konuşmacının ateşini ya da sabırsızlığını yansıtırdı.”
portre_cortot.jpgBelli
bir klasiklik anlayışı ve ılımlılık Chopin’in dünyasının temelini oluşturur. Bu
nedenle bestecinin müziğini günümüzün geniş olanaklara sahip modern piyanosunda
ya da dev konser salonlarında seslendirmenin çeşitli tehlikeleri vardır. Belli
bir ses sınırının ötesine geçmemek ve insan sesininin olanaklarını da ölçüt
olarak almak akılda tutulması gerekenler arasında. Bu nedenle ses kalitesinden
ödün vermeden sonoriteyi biraz düşürmek iyi olacaktır.
Chopin’i icra
ederken geçmişin özgün yorumlarını taklit etmek ya da yeniden kurgulamak da
doğru olmayacaktır. Kayda alınmış tüm malzemeyi, yazılmış her şeyi göz önüne
alarak (şanslıyız ki çok şey var) müzikal metinlerin derinliğine nüfuz etmeye
çalışmalı ve Chopin’in sanatını daha iyi anlamak için yaptığımız, belki de sonu
hiç gelmeyecek araştırmamızı bu şekilde ilerletmeliyiz."
İdil Biret